OrtaÇağ RPG
Ortaçağ Monarşisinin Bambaşka Dünyasına Göç Etmeye Ne Dersin? Fatastik dünyanın kapılarını senin için ortaçağ ile birleştirdik! Hemen üye ol ve bu büyülü dünyaya yanaş...
OrtaÇağ RPG
Ortaçağ Monarşisinin Bambaşka Dünyasına Göç Etmeye Ne Dersin? Fatastik dünyanın kapılarını senin için ortaçağ ile birleştirdik! Hemen üye ol ve bu büyülü dünyaya yanaş...
OrtaÇağ RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Ortaçağın bağrından kopmuş, engizisyondan büyücülere kadar herşeyin olduğu hayal gücünün sınır tanımadığı Role Playing portalı!
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Alexander The Great

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Alexander The Great
Napoli Prensi
Alexander The Great


Erkek Mesaj Sayısı : 3
Kayıt tarihi : 24/10/10
Yaş : 28

Alexander The Great Empty
MesajKonu: Alexander The Great   Alexander The Great Icon_minitimePaz Ekim 24, 2010 11:10 pm

Ölüm ve kan onun hiç yabancı olmadığı bir konuydu.Ölüm her adımında yanındaydı.Bildiği tek kan ise öldürdüğü o kadar adamın kanıydı.Bunu yapmasının tek nedeni Makedonya krallığının gücünü bütün dünyaya göstermekti.Amacı tek ve tek Hindistan'a kadar uzanan bir Makedonya İmparatorluğu kurmaktı.
Bilim onun ilgisini o kadar çekmişti ki Büyük İskender'in yani Savaş ve ölüm arasında duran II.Filip'in oğlu felsefe ve tıpada ilgi duyuyordu.M.Ö. 336 tarihinde en büyük yaşadığı acı ve intikam duygusu canlandı.II. Filip yani babası ölmüştü.Bu olaydan sonra komutanlarca krallığa layık bir olarak seçildi.Tahta oturduğu ilk vakitte bile Makedonya geliyordu.

Kuşluk vaktine doğru yattığı yataktan kalktı ve soğuğu yansıtan camın önüne geldi.Bir süre boş gözlerle baktı.Aslında o vakit öldürteceği adamların ileride bir sorun çıkartabileceğinin düşüncesiydi.Hasım ve rakip olabilecek çok kişi vardı.Rakip kelimesi bile onun için kan ve ölüm demekti.Çünkü bu dünyada yaşadıkça anladı ki öldürmedikçe ölmeye mahkumdu.

Onun ölümden korkusu yoktu ama Makedonya krallığını sağlam ayaklarda tutmadıkça gözü ardına bakmadan bu dünyadan gitmeyecek.Makedonya'nın en büyük tehdidi Pers İmparatorluğuydu.Bir süre bu dertleri bir kenara bıraktı ve kapının önünde nöbet tutan askeri gözlemledi.Askerlerinin ona ne kadar bağlı olduğunu bir kez daha anladı.Hiç bir kral yoktur ki tek başına bir değer kazansın.O sırada kapı nöbetçisini çağırdı ve ülkedeki simya gelişimini sordu.O sırada imkansız olduğunu düşündüğü ölümsüzlük iksirini sordu.Nöbetçi bilim dallarına o kadar ilgisi olduğu halde bunu neden sorduğunu düşünürken "Daha bir gelişme yok lordum" cevabını verdi.Nöbetçi "çıkabilirsin" emrini bekliyordu.Fakat İskender camın soğukluğunda hissettiklerini düşünüyordu.Nöbetçi ince bir ses ile "Başka bir emriniz var mı lordum?" dedi.İskender çok dalgın olduğunu düşünerek bir krala yakışacak şekilde "çıkabilirsin" dedi.

Makedonya o sıralar suikastcilerin fiilen staj yeri olmuştu.Bu sorunu da düşünerek nöbetçiyi yeniden çağırdı.Nöbetçi "lordum" dedi.İskender derin bir nefes ile "Bir atlı yolla ve bir marangoz çağır." dedi.Nöbetçi odadan çıkınca hızlı bir şekilde savaş zırhlarını giydi.Onca rakiplerinin kanını akıttığı kılıcını aldı.Altın ve gümüşlerle kaplı özel kalkanını da aldı.Nöbetçinin yerinde olmadığını marangoz çağırmaya gittiğini görünce acele ile atların koyulduğu bölgeye gitti.

Gecenin sabaha düşen karanlığında görülemeyecek şekilde simsiyah atını kısa bir ıslıkla çağırdı.At yanına yanaştı ve İskender atına binerek kışlaya gitti.Kışlada onun için hazırlanmış olan 30 bin piyade ve 5 binin üzerinde süvariden oluşan bir ordu hazırda bekliyordu.Bütün askerler kendini hissettirmeden gelmişti.Suikast veya diğer ülkelerin casuslarının bu olaydan haberdar olması imkansızdı.Orduda mühendis, mimar, bilim adamı, saray görevlisi ve tarihçiler de eşlik ediyor olması onun bir strateji planladığının bir belirtisiydi.

Yolda Troya şehrinde konaklayarak Akhilleus'un mezarını ziyaret etti.Tarihçilerden öğrendiği bilgilerle onun ne kadar savaşçı bir ruhu olduğunu hissediyordu.Troya'da fazla kaldığını düşünerek hemen birliklerin kuşanmasını istedi.Nöbetçiyi çağırdı ve "Hemen tarihçileri çağır" dedi.Nöbetçi ne olduğunu anlamadan tarihçiyi çağırdı.Tarihçi çok tedirgindi.İskender bu tedirginliğinden şüphelendiriyordu ama karşısındaki bir kral olduğu için de olabilirdi.Tarihçiye ilk savaştan sonra Troya şehrinde handa kalan Marvin adındaki bir köylünün yanında 3-5 gün kalmasını ve sonra savaş sırasındaki olayları Makedonya krallığına anlatmasını istedi ve ona şu ipucunu verdi "Pers Savaş Grubu ile karşılacağız" dedi.Tarihçi böyle büyük bir ordunun karşısına İskender'in sadece sefer için aldığını düşündüğü küçücük bir ordu ile koskocaman bir Pers Savaş Grubuna karşı çıkacaktı.

Küçük bir birlik olan Pers Öncüsü Grubu ile karşılaştı ve Granikos Çarpışması'nda karşı karşıya geldi.Tarihçi bu olayı öyle bir şekilde yazdı ki duyanların bu savaşta savaşıyormuş hissedeceğinden emindi.

İskender Batı Anadolu'nun fethini tamamladıktan sonra Perge'ye ulaştı.Perge şehri ona çok hoş bir anlam kattı.Fakat geçip gitmekten başka bir şey yapamazdı.Yolda bir elçi karşısına çıktı ve şöyle dedi "Pers İmparatoru sadece sizi istiyor.Askerleriniz serbest bırakılacak".Pers İmparatorluğunun hem savaş grupları hem de öncü gruplar bulunmaktaydı ve aklına ülkesi,babası ve yanındaki savaşı ondan öğrendiği amcası duruyordu.Kılıcını çekti ve "lordum demeyi unuttun" dedi.Kılıcı düşünmeden sapladı.Arkadaki gözcüler görünce savaş başladı.

Savaş çok kötü bir şekilde devam ediyordu.Amcası İssos kahramanca savaşıyordu ama aldığı yarada vardı.Askerlerinin sayısının azaldığını ve kan ile birlikte öldüğünü gören İskender,geri çekilmeyi bir an düşündüyse de savaşa devam etti.Öncü grupları öldüren Makedonya Sefer Grubu bir an sevindi. Pers İmparatorluğunun Savaş Grubu askerlerinin kaçtığını ve bazılarının saklanmaya çalıştığını gören Pers İmparatoru Dara ailesini de savaş alanında bırakıp yaverlerinden bir kaçı ile kaçtı.

İskender bu zaferden sonra da Suriye ve Finike'ye kadar ilerledi.Amacı Fenike kıyılarını fethederek Pers donanmasını üssüz bırakmak ve etkisizleştirmekti. Dareios' un barış önerisine karşı, kendisini Asya'nın efendisi olarak tanımasını ve koşulsuz teslim olmasını istedi.

İşte bu olaylardan sonra Asya'da bir Makedonya İmparatorluğu kurulmasının temelini hazır olduğunu anladı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alexander Sextus
Game Admin/Papa
Alexander Sextus


Erkek Mesaj Sayısı : 57
Kayıt tarihi : 17/12/09
Yaş : 32
Konum: : Vatikan

Karakter Sayfası
Karakterin Adı: Alexander Sextus
Bağlı Bulunduğu Krallık: Papalık Krallığı
Uyruğu: İtalyan

Alexander The Great Empty
MesajKonu: Geri: Alexander The Great   Alexander The Great Icon_minitimePtsi Ekim 25, 2010 4:31 pm

-Yazım ve İmla : 7 Puan (Noktalama ve kelime hataları vardı)
-Kurgu : 11 Puan (Daha güzel bir kurgu olabilirdi)
-Akıcılık : 15 Puan (Yinelemeler ve basit cümleler fazlaydı)
-Betimleme : 19 (Eksik betimlemeler vardı)
-Uzunluk : 15 Puan
-Renklendirme ve Düzen : 8 Puan (Düzenli ve iyi renkler olabilirdi)
-Bonus : 5 Puan


Toplam: 80 Puan
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://ortacag.yetkin-forum.com
 
Alexander The Great
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Alexander Sextus - Papa

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
OrtaÇağ RPG :: RPG'ye Dair :: Seçmen-
Buraya geçin: