OrtaÇağ RPG
Ortaçağ Monarşisinin Bambaşka Dünyasına Göç Etmeye Ne Dersin? Fatastik dünyanın kapılarını senin için ortaçağ ile birleştirdik! Hemen üye ol ve bu büyülü dünyaya yanaş...
OrtaÇağ RPG
Ortaçağ Monarşisinin Bambaşka Dünyasına Göç Etmeye Ne Dersin? Fatastik dünyanın kapılarını senin için ortaçağ ile birleştirdik! Hemen üye ol ve bu büyülü dünyaya yanaş...
OrtaÇağ RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Ortaçağın bağrından kopmuş, engizisyondan büyücülere kadar herşeyin olduğu hayal gücünün sınır tanımadığı Role Playing portalı!
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Tehlikenin İçinde

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Ezio Auditore
Usta Suikastçı
Ezio Auditore


Erkek Mesaj Sayısı : 15
Kayıt tarihi : 24/09/10
Yaş : 28
Konum: : Roma

Karakter Sayfası
Karakterin Adı: Ezio Auditore
Bağlı Bulunduğu Krallık: Suikastçı Kardeşliği
Uyruğu: Kudüs

Tehlikenin İçinde Empty
MesajKonu: Tehlikenin İçinde   Tehlikenin İçinde Icon_minitimeC.tesi Ekim 16, 2010 9:22 pm

Her yere dağılan usta suikastçılar Vatikan'ın dar,tarih kokan sokaklarında gizleniyordu.Belirli bir görev için gelmemişlerdi.Rutin bir kontrol için buraya her ay uğrarlardı.Elbette ki bu rutin teftişler Vatikan'ın hareketliliğine bağlıydı.Yaklaşık on usta suikastçı çatılara dağılarak Ezio'yu sokaklardan geçerken izliyorlardı.Amaç yeni yeni ortaya çıkıyor gibiydi.Beyaz kapşonunu kartal gagası gibi öne doğru iteledi.Dört çıtayı birbirine çakarak üstüne sadece bir çarşaf örtülen ipekçinin tezgâhını gözlemliyordu.Sokaklar sonbahardaki dökülen kırmızı ağaç yapraklarıyla kaplıydı.Karanlık her evin kapısını çalanadek pazar hala kaldırılmamıştı.Vatikan ağır zırhlı devriyeleri çarşının içinden geçiyor,tüccarlarla konuşuyordu.Bazıları tüccarlarla tartışsa da ceplerine sıkıştırılan 2-3 altın ile hepsi Aziz Petrus meydanına doğru ilerliyorlardı.Sokaklara kurulan seyyar karakollarda aldıkları rüşvetleri karşılaştırıp,kağıt oyunlarına dalıyorlardı.Ne inanç ama(!) Aslında buraya bir tüccardan şehir içi bilgilerini almaya gelmemişti.Eliyle 'dağılın' işareti yapınca çatılardaki adamlar hızla Vatikan'ın ana meydanına doğru ilerliyordu.Ezio,meydandaki heykellere yüzünü verirken,arkasında koskoca bir ağaçlık alanı bırakmıştı.Sokaklar dar,insanlar gizemli,para değerli,inanç yetersiz.Ne yalan bir yerdi burası.Dünya'da yaşayan en yaşlı canlı olduğunu biliyordu.Ama ruhu tıpki 18 yaşına yeni girmiş bir genç delikanlı gibiydi.Hemen dar sokağa doğru geçti ve oradan lüks bir taş binadan çatıya doğru tırmandı hızlıca.Etrafa bakındı ve görünürde okçu devriyesi yoktu.Yakın zamanda Papa meydanda halka selam vermek için çıkabilirdi.

"Davetsiz misafir var mı?" dedi etrafı kolaçan etmekten dönen adamına.Adam başını iki yana sallayıp,ortalığın onların olduğunu söyledi.Papa'nın içinde bulunduğu binaya göz gezdirirken bir gün o yaşlı bunağı elleriyle boğmayı hayal ediyordu."Tanrının yer yüzündeki gölgesiymiş(!) Kitapsız,Allahsızlar..." diye çıkıştı arkadaki adamlarından biri.O sırada Ezio karşısına aldığı gün batımıyla esen hafif bir yeli karşılıyordu.Arkasına döndüğü an ona kafasını salladığı aşağı yukarı."Bir gün karşına alıp söylersin." dedi derin mavi gözlerini Papa'nın tünediği binaya bakarak.Vatikan’ın derin noktasındaki gizli sığınaklarına doğru gitmek için çatıdan aşağı hızlıca indi.Herkes çatılarda sessizce ilerliyordu.Etraf sessizdi.Sokakları sis kaplamış,başıboş köpekler şehrin karanlığında havlarken,kurt uğultuları ise ormandan net duyuluyordu.Bazı perdelerin arkasında titrek yanan mumlar,bazı sokak aralarındaki evlere sızan hırsızlar.Gerçekten de tarihin en yalan şehirlerinden biriydi burası.

***

Gecenin karanlığında önemli bir yere gelmişti ona göre.Kapının önünde ağır zırhlı piyadeler bekliyordu.Ellerinde boylarını aşacak büyüklükte mızraklar ve mızrakların üstünde de haç olduğu bir bayrak takılıydı.İçeride adam ise yünden yapılmış kürkü ile eline aldığı kuş tüyü,boş bir kağıda birşeyler yazmakla meşguldü.Çatılara yerleşmiş adamlar ellerindeki okları hazırlasa da onlara ihtiyacı olmadığını biliyordu.Büyü herşeyin ilacıydı bu devirde.Kapıda neredeyse 5 adam vardı hazır bekleyen.Beyaz başlığının altında karanlıkta kalmış mavi gözleri,içinden geçirdiği tek kelimeyle karanlığın içinde yeşile dönmüş ve askerler donakalmıştı."Çöpe" dedi adamlarına.Adamlar çatılardan sokağa inip donakalmış zırhlı askerleri karanlıkta ara sokaklara sürüklüyordu.Şimdi sokak bomboş ve içerideki adam askerlerin nöbet tutmasının verdiği rahatlıkla yeni yanan şöminenin başında kağıda birşeyler yazıyordu.Ara sıra sıcak kara üzüm şarabını yudumluyordu.Bir süre Papa'ya yazacaklarını bekledi adamın.Ezio'nun büyü gücü çok yüksekti ve rahatlıkla kafasından geçenleri anlıyordu.Kağıda yazdıklarını aslında beyniyle yazmıyor sadece elleriyle yazıyordu.O kadar hızlı akıyordu ki aklındaki kelimeler,içindeki yeni yeşermiş endişe tohumları,yüz ifadesinden anlaşılıyordu.Şimdi kağıdı zarfın içine atıp üstüne boş mührü basıp Papa'ya yolluyordu.Askerlere bir kez seslendi ve kimse gelmeyince kapının önüne doğru çıktı.Karşısındaki adamı görünce şaşırdı.Aslında ilk kez görmüştü hayatında.Ezio güçlü elleriyle sardı yaşlı adamın boğazını.Şakaklarından akan teri,güçlü parmaklarında hissedebiliyordu.Elinden mektubu alıp kapıyı iyice kilitledi.Adamı kalktığı masaya otutturup karşısına geçti.Mektubu açıp bu kadar endişenin ne olduğunu merak etti bir bakıma.

"Baba,son dönemlerde halkta söylentiler dolaşıyor.Hele bu gece gördüğüm size karşı bir ayaklanma başlayacak.Şu yazı yazanlar ve sayı ile uğraşan kâfirler tarafından.Tanrının evinde! Olacak iş değil! Bizim dinî öğretilerimiz onlar tarafından yanlış bulunuyormuş.Bizim,dinimizi kötü yere kullandığımızı ve öclerini alacaklarını söylediler.İdamları ard arda yapılmalı.Hatta ele başlarının adresleri..."

Mektubun başlarında olmasına rağmen bu yaşlıların bu adamlardan endişe etmesine anlam vermeye başlamıştı.İletişimdi çok korktukları.Bunlar değillerdi aslında.Adam ona baktı."Devam etmeyecek misin ?" Ezio adama baktığında deşifre olmuşluğun çaresizliğini gördü."Bu kadarı yeter." Kılıcını kınından çıkarmaya ihtiyaç duymadı.Bileğinin altından fırlayan bıçaklarla adamın karnını delik deşik etti.Sonradan da şömineden aldığı kızmış demiri karnına iyice sokup mektubu yanına almayı unutmadı.Kapıyı kapatıp sakince oradan gizli sığınağa doğru yola koyuldu.Senaryosunu yazıp sahnede meyvesini alan bir senaristin yapacağı gibi olacaktı bu iş.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Tehlikenin İçinde
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
OrtaÇağ RPG :: İtalyan Toprakları :: Papalık Krallığı :: Vatikan-
Buraya geçin: