Kadının tüm mükemmelliği ile parıldayan derisi, pencereden içeri giren ay ışığında ürkütücü gibi görünüyordu. Hangi canlı bu kadar güzel ve hatasız olabilirdi? Tanrı'nın gazabına uğramış bu türün neden hala bu kadar muazzam olduklarına akıl sır erdiremiyordu Alexander. Yetmiş yıla meydan okuyan bedeni bu efsanevi katili mum ışığında görmekte güçlük çekiyor da olsa, onu çok iyi tanıyordu. Kızı olarak tanımladığı kimliği belirsiz ölüm tanrıçasına gururlu gözlerle bakıyor ve hayatında süregelen sinsilikleri gözlerinin önüne getiriyordu. Tanrıya ve buyruklarına karşı gelen tüm kafirleri dünyadan silecekti! Hem de sonsuza kadar.
Papa, karanlık kadının ruhundan kopuveren cümleyi dikkatlice dinledikten sonra sinsi bir kahkaha attı. Etraftaki loş aydınlıkta, karanlığı delen parıltıları birbir söndürmek ve dünyaya tanrının gölgesi olarak düşmek istiyordu. Bunun için Silas'ın efsanevi güçlerini kullanmaktan mahrum bırakmayacaktı kendini. Örgütünün liderini derin sancılarla ağırlamaktansa, güler yüzle karşılayıp gönlünü alması gerekiyordu. Kadının kabaca aksanını ve hoş olmayan tavrını bir kenara iterek, tek kaşını kaldırdı ve sakalını kaşıdı papa. Elinde tuttuğu asayı yere bir kaç defa vurdu.
"Bu kez görevin çok daha eğlenceli çocuğum!" dedi boğuk bir sesle. Uzaktan şirin görünüyordu. Ancak zihninde kükreyen aslanlar hemen çıkarıveriyordu kişiliğini ortaya. Kadın, bunu yıllar önce sezmiş olacaktı ki, Alexander'ın gücüne meydan okurken bir yandan da ona itaat etmek zorunda olduğunu bildiğinden sessiz kalıyordu. Bu her ikisinin de hoşuna gitmişti tabiî ki. Papa, yarım kalan sözlerine kadının meraklı bakışlarının arasında devam etti. "Biliyorsun ki bu yaşlı adam artık korkuyor karanlıktan. Sana onu koruman görevini veriyorum. Tabii kabul edersen?". Sözlerinin bitiminde hiç bir canlının reddetmeyeceği bir tona bürümüştü sesini. Papalık makamını korumak için her şeyini hiçe saymış ve bir kâfirden yardım dilemişti. Peki, bunca koruma içinde neden, Silas'ın korumasına ihtiyaç duyuyordu bu yaşlı adam? Etrafta her geçen gün yayılan radikal din reformcularının suikast planları canını sıkıyordu. Üstelik kendisine karşı kurulmuş gizli örgütlerin de istihbaratları kulağına ilişmişti çoktan…
"Yapman gereken çocuğum, benim canımı tehdit edecek canlıları ya da cansızları Vatikan sınırlarına dâhil girmeden yok etmek!" Emir verilmişti. Başarısızlığa yer yoktu. Işığın kudretine, gölgelerin gücüne ve karanlığın hezimetine sahip bu kadın, her ne durumda olursa olsun yok etmek için yaratılmıştı ve görevini Papa'nın kutsallığı için yapıyordu. "Sana cennet vaat edeceğim yavrum!" dedi son sözlerinde...