OrtaÇağ RPG
Ortaçağ Monarşisinin Bambaşka Dünyasına Göç Etmeye Ne Dersin? Fatastik dünyanın kapılarını senin için ortaçağ ile birleştirdik! Hemen üye ol ve bu büyülü dünyaya yanaş...
OrtaÇağ RPG
Ortaçağ Monarşisinin Bambaşka Dünyasına Göç Etmeye Ne Dersin? Fatastik dünyanın kapılarını senin için ortaçağ ile birleştirdik! Hemen üye ol ve bu büyülü dünyaya yanaş...
OrtaÇağ RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Ortaçağın bağrından kopmuş, engizisyondan büyücülere kadar herşeyin olduğu hayal gücünün sınır tanımadığı Role Playing portalı!
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Haber

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Isabella A. Rhiannon
Game Admin/Kastilya Kraliçesi
Isabella A. Rhiannon


Kadın Mesaj Sayısı : 30
Kayıt tarihi : 27/02/10
Yaş : 31

Karakter Sayfası
Karakterin Adı: Isabella A. Rhiannon
Bağlı Bulunduğu Krallık: Kastilya Krallığı
Uyruğu: İspanyol

Haber Empty
MesajKonu: Haber   Haber Icon_minitimePtsi Ekim 11, 2010 9:10 am

Isabella, yeşil kadife elbisesini giymesine yardım eden, köylü kadına omzunun üzerinden baktı. Kadın tüm dikkatini korsesinin bağlarına vermişti.

“Canımı acıtıyorsun.” Dedi soğuk bir sesle. Kadının ellerinin titrediğini hissetti ve dudakları ayalcı bir tebessümle kıvrıldı. Hiçbir yardımcısını bu kadar basit bir sebepten kovmazdı. Ancak onlar korkuyorlardı işte yine de Isabella onları özenerek seçtiğinden, onlardan vazgeçemeyeceğinin bilinmesini istemezdi. Evet, sarayında yüzlerce kişi yaşıyordu ve evet, Isabella hepsinin yaşamlarını, düşüncelerini, inanışlarını tek tek incelemişti. Burada bir casusa ihtiyacımız yok, diye düşünüyordu. Zaten bütün avrupa -papa da dahil- karşımızda.

Aynanın önünde elbiseyi üzerine geçirdikten sonra, yardımcısının dalgalı saçlarını tarayışını seyretti. Ardından yeşil zümrüt kolyesi geldi. Kare yakasına doğru iniyordu. Tacını istemeye tenezzül etmedi. Gözlerini yavaşça kapadı sadece. Biliyordu ki, o tacı giydiğinde, Isabella kalmıyordu. İşte bu yüzden her taktığında altının ve taşların ağırlığından çok daha güçlü bir ağırlık duyuyordu. Ve tacı başına kondururlarken, yıllardır her sabah aynı şiddette hissettiği zonklamayı hissetti. Ardından hızla yerinden kalkarak, elini salladı. Kapıda bir saniye pelerini takmaları için bekledikten sonra açılan kapıdan hızla çıktı.

Sarayın geniş koridorlarında yürürken, her köşe başında ona rütbe sırasına göre yardımcıları katılıyordu. Sonunda salonun kapısına geldiğinde, şövalyeler, çapraz kılıçlarını indirip, başlarını eğerek kapıyı açtı. Isabella çekici gülümsemesini onlardan esirgemedi ve kapıdan geçip, dimdik tahtına yürüdü. Taht fazla gösterişli geliyordu her gün ona ancak bu düşmanlarının gözünü boyamak için ufak bir ayrıntıydı sadece.
Kahvaltısını tahtında etmeyecekti tabi ki, yemek salonunun hazır olup olmadığını sormak için, sağ tarafındakilere döndü hep si birden başlarını eğerek, hazır olduklarını belirttiler. Onlarla konuşmasına bile gerek kalmıyordu artık! Tahtından kalkacakken, kapı açıldı nefes nefese bir adam içeri girdi. Bir casus, frank krallığından…

“Efendim,” dedi önce yere doğru eğilirken ardından başını kadırdı ve anlatmaya başladı “Frank prensi, Andre Denis Baudouin, sizinle savaşılmasını uygun görüyor kraliçem. Ancak Manuel De Louston ona karşı çıkıyor.” Isabella, dalgın dalgın;

“Yani?” dedi “Savaş çıkacak mı çıkmayacak mı?” Adam başını eğdi,

“Bilemiyorum efendim.” Isabella kontrolün elinde olduğunu göstermek istercesine başıyla onayladı. Ardından Komutanlarından birine döndü;

“Mark, duydun. Yapılması gerekeni yap. Gelirlerse hazır olacağız. Sen de, daha net bilgiler getir, gelişmeleri takip et.” dedi casusa dönerek ateş saçan gözleriyle. “Şimdi kahvaltımı yapmak istiyorum."

Yemek salonuna doğru ilerlerken, Frankların zamanlamasının yine mükemmel olduğunu düşündü. Lanet olası bir savaşa daha çok ihtiyacı varmış gibi! Gelirlerse eğer o Andre denilen soysuzla ben savaşacağım, onun nazik frank grıtlağını sıkarken hiç ama hiç acı duymayacağım diye düşündü.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Maria Rhiannon
Kastilya Kraliçesi'nin Kız Kardeşi
Maria Rhiannon


Kadın Mesaj Sayısı : 10
Kayıt tarihi : 08/10/10
Yaş : 33

Karakter Sayfası
Karakterin Adı: Maria Rhiannon
Bağlı Bulunduğu Krallık: Kastilya
Uyruğu: İspanyol

Haber Empty
MesajKonu: Geri: Haber   Haber Icon_minitimePtsi Ekim 11, 2010 10:36 am

Maria, güneşin bu mükemmel diyarı aydınlatmaya başladığı sırada açtı gözlerini prenses yatağında. Üstü tüllerle süslenmiş, kraliçelere laik altın işlemeli demirleri bulunan lüks bir yatak. Ablası Isabella'nın geçen bahardaki doğum gününden hatıra bir hediyeydi bu yatak Maria'ya. Gerçekten mutluluğun doruklarında bu eşsiz hazineyi nasıl kullanabileceğini düşünürken, Isabella ona 'Uyurken Kastilla sadakati seninle olsun kardeşim!' demişti. Her yönden siyasi düşünmeyi bilen, güçlü ve zeki bir kraliçeydi o. Ablasını her daim takdir ediyor da olsa küçük çapta kıskanmıyor değildi aslında. Kraliçe olduğu günden beri gözlerindeki asalet bir faklı parıldıyordu sanki? Daha küçük bir çocukken yanına geldiğinde aradaki rütbe bu kadar kesin değildi, şimdilerde ise kendini kraliçeye hizmet etmek zorunda olan bir hizmetkâr gibi hissediyordu Maria. Her ne kadar Isabella bu durumu söz konusu bile etmemiş olsa da farklılıklar çoktan boy göstermişti.

Maria, uykusundan uyandığı gibi yatağının kenarında tavandan küçük bir zincirle sarkan çana dokundu. Çan sesi ona huzur veriyordu, hatta kendini daha iyi hissetmesinin dışında hayal gücünü bile genişletiyordu. Yine küçük bir kız gibi hayallere dalmışken odaya giren hizmetkâr her şeyi berbat etmişti.

"Beni emretmişsiniz efendim"

Oh, elbette seni emrettim! Saygıda kusur tanımayan proletarya takımının nasıl bu şartlar altında yaşadığını merak ediyordu doğrusu. Isabella ile kahvaltı etmenin heyecanından olacaktı ki, bir an önce giyinip yemek salonuna ilerlemek istiyordu. Hizmetkârın, mor kabarık elbisesini giydirmesini küçük bir sabırsızlık duygusu katarak zorlaştırmıştı. Kıyafetin arkasında gizlemiş son ipliklerde sıkılmış, ince beli Yahudi ve Türklerin içeceklerini içtikleri bardakları andırmıştı.

Maria, heyecanını ayaklarında hissediyormuşçasına odasının kapısından dışarı çıktı ve kapıda bekleyen alt sınıf hizmetkârlara gülümsedi. Ardından yemek salonun önündeki şovalyeleri eliyle selamladı ve ihtişamlı kapıdan içeri kuş kadar zarif bir şekilde süzülüverdi. Kahretsin! Yine Isebella'dan geç gelmişti. Bunu önemsemediğini biliyordu ancak, saygısızlığının boyutunu düşünmeden de edemiyordu Mary. Üzgün bir ifadeyle kız kardeşinin yüzüne baktı ve aralarında espri olmuş garip İngiliz reveransını yaparak gülümsedi. Çocuk oldukları dönemden beri, sevmedikleri o İngilizlerin aptal selamlaşmalarını dalga konusu yapmışlardı kendilerine. Kastilyaya gelen Elizabeth'in kral karşısında süklüm püklüm eğilmeye çalışması ve açılan eteğini toparlama girişimleri... Oh ne komik ama!

Maria bu komik reveransın ardından dev masadaki yerine, kardeşinin hemen yanındaki kraliyet sandalyesine oturdu. Ardından sevimli bir ifade ile sordu güzel Kraliçeye; "Avrupa'nın en güzel, en güçlü, en seksi ve en zeki kraliçesi bugün ne yapıyor bakalım?". Sesindeki asalet ve mesafe karşıda duran kişinin hemen sezebileceği türdendi. Maria, bir kraliçe ile nasıl konuşulacağını gerçekten iyi biliyordu.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Isabella A. Rhiannon
Game Admin/Kastilya Kraliçesi
Isabella A. Rhiannon


Kadın Mesaj Sayısı : 30
Kayıt tarihi : 27/02/10
Yaş : 31

Karakter Sayfası
Karakterin Adı: Isabella A. Rhiannon
Bağlı Bulunduğu Krallık: Kastilya Krallığı
Uyruğu: İspanyol

Haber Empty
MesajKonu: Geri: Haber   Haber Icon_minitimePtsi Ekim 11, 2010 12:56 pm

Isabella, altın, işlemeli sandalyesini tutan hizmetkarın önünden geçerek oturdu ve sofraya bir göz gezdirdi. Yemek salonunun bir ucundan diğer ucuna uzanan, el yapmı masa, sadece kraliyet üyeleri ve özel toplantı yemeklerine hizmet ediyordu. Her gün olduğu gibi bugünde tamamen doluydu. Göz kamaştıran gümüş takımlar üzerinde sunulan, iştah kabartıcı yemeklere, memnuniyetle baktı genç kraliçe. Bugün güzel bir gündü ve lanet olası Frankların bunu bozmasına izin vermeyecekti.

Servise başlamalırının işeretini vermeden önce, kız kardeşinin nerede olduğunu düşündü. Geç kalmıştı! Yine de Isabella onu beklemeden yemeğe başlamak istemiyordu. Frankların bu rahatsız edici girişimini ona anlatmalı mıydı? Kardeşinin canını böyle meselelerle sıkmayı istemiyordu. Ne de olsa o küçüklüğünden beri el üstünde tuttuğu biricik Maria’sıydı. O an aklından koyu bir gölge gibi, düşmanlarının Maria’ya saldırma ihtimali geldi. Mavi gözleri sinirle kısılırken, en iyi adamlarından biri olan Raymond’a işaret etti. Adam hızla gelip önünde eğildi.

“Raymond, sen en iyi adamlarımdansın. Şimdi bana canın uğruna ettiğin yemini gösterme şansı veriyorum. Güvendiğin beş adamını al ve Maria’yı koru. Her adımını her yaptığını izle. Bana ettiğin yemin ona ettiğin yemindir.” dedi duru ve ifadesiz sesiyle. Genç komutan, kraliçe tarafından övülmenin coşkusuyla gülümsemek istiyor ancak anın ciddiyetini bozmaktan korkuyordu. Isabella’dan övgü almak herkesin yapabileceği bir iş değildi.

“Kanımın son damlasına kadar, kraliçem, emrinizi yerine getireceğim.”dedi ve Isabellanın başıyla onaylamasından sonra , çekilip yerine döndü. Arkadaşlarına gülümsedi ve vakit kaybetmeden beş adamı seçti.

Maria hızla salona girerken, Isabella’nın dudakları içten bir gülümsemeyle kıvrıldı. Maria, önünde hep alay ettikleri referans’ı yaparken, sık kirpiklerinin gölgesinden, sevecenlikle izledi onu. Ardından kardeşi doğrulup yanına otudu;

“Avrupa'nın en güzel, en güçlü, en seksi ve en zeki kraliçesi bugün ne yapıyor bakalım?” Isabella gülümsemekten alamadı kendini. Bir yandan garip bir hüzün duyuyordu.Kraliyetin, kraliçe olmanın getirdiği mesafe kardeşiyle bile arasındaydı. Maria’nın sesi bir kraliçe ile konuşuyormuş gibiydi, bir kızkardeş ile değil. Yine de gülümseyerek cevap verdi;

“En güçlüsü olabilirim, ama en seksi ve en güzel olduğumu kanıtlayacak taliplerim çıkmadı henüz kardeşim. Ne dersin korkuyor olabilirler mi?” kısa bir kahkahanın ardından onu gerçekten sevdiğini düşünerek durgunlaştı;

“Sevgili kardeşim, salona güneşi getirdin, günaydın.” dedi.

Sonra yemeği getirmelerini emretmediğini fark ederek, servise başlanması için elini kaldırdı. Masanın etrafındaki ondan fazla hizmetkar, anında tabakları doldurup, ne istediklerini sormaya giriştiler. Yemeği bile başbaşa kardeşiyle yiyememek canını sıksa da, buna çoktan alışmıştı.



En son Isabella A. Rhiannon tarafından Salı Ekim 19, 2010 6:41 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Maria Rhiannon
Kastilya Kraliçesi'nin Kız Kardeşi
Maria Rhiannon


Kadın Mesaj Sayısı : 10
Kayıt tarihi : 08/10/10
Yaş : 33

Karakter Sayfası
Karakterin Adı: Maria Rhiannon
Bağlı Bulunduğu Krallık: Kastilya
Uyruğu: İspanyol

Haber Empty
MesajKonu: Geri: Haber   Haber Icon_minitimePtsi Ekim 11, 2010 2:56 pm

Maria, oturduğu masanın kalabalığına aldırmadan ilginç gülümsemesi ile kız kardeşinin yüzüne bakıyordu. Geç kalması, saray ahalisince her zaman konu olmuştu. Oysa bu onu hiç mi hiç ilgilendirmiyordu. Büyük, güzel bir prensesti ve herkesin bazı şeyleri alttan alması şarttı. Gülümsemesi ile masadaki herkesi tek tek selamlarken, insanların soğuk bakışlarını da sezmiyor değildi. Bilmediği bir şey olmuştu belli ki. Isabella, genelde onu devlet meselelerine fazla karıştırmazdı. Onun kadar sorumluluk sahibi olmasını istemiyordu belki de. Maria sorumluluklarını kaldırabileceğini düşünse de, henüz ablası kadar güçlü bir lider değildi ve olamayacaktı da. O bu diyarların adından saygı ve korku ile söz ettiği Kastilya hükümdarı Kraliçe Isabella'ydı!

Kız kardeşine bahşettiği tatlı iltifatına karşılık kraliçe gülümsemiş ve sonrasında yine düşündürecek bir yanıt vermişti. Asla megaloman değildi, ama mütevazi de olamazdı. Az sonra Isabella'nın dolgun dudaklarının arasından Maria'yı mesut edecek güzel bir iltifat daha saçılmıştı yüksek sesle, kraliyet ahalisine karşı. Maria akşamdan kalma makyajı olan uzun kirpikli mavi gözleri ile küçük bir saygı belirtisi gösterdi. Ardından servisine başlanmış olan kahvaltı tabaklarından küçük kırmızı bir domates alıp dudaklarına götürdü. Etraftaki soğuk havayı seziyor olsa da umursamaz görünüyordu. Öğrenmek en doğal hakkıydı, geçte gelmiş olsa...

"Gecikmem için herkesten yine özür diliyorum. Dün gece oldukça uykusuz kaldım. Ve sanırım yine gecikmeme dayalı olarak algılayamadığım bir sorun var? Benimle paylaşmak ister misiniz?" dedi sempatik bir ses tonuyla. Masmavi büyüleyici gözlerini ondan bir cevap beklediği ablasının daha da etkileyici göz bebeklerine dikti. Bir cevap alabilmek için direnecekti, tabi onu sinirlendirmemek şartı ile. Hayatta Maria'dan başka önemsediği bir kişi yoktu belki de Isabella'nın. Soyu olarak tanımlanacak bir çocuğu da yoktu. Aralarındaki yaş farkı küçük olmasına karşın evladı olarak görüyordu belli ki Maria'yı. Bundan gayet memnundu. Anne şefkatini, bir abladan almak gerçekten güzel bir duyguydu. Hele ki kraliyet kadar güçlü entrikaların boy gösterdiği bu ortamda...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Isabella A. Rhiannon
Game Admin/Kastilya Kraliçesi
Isabella A. Rhiannon


Kadın Mesaj Sayısı : 30
Kayıt tarihi : 27/02/10
Yaş : 31

Karakter Sayfası
Karakterin Adı: Isabella A. Rhiannon
Bağlı Bulunduğu Krallık: Kastilya Krallığı
Uyruğu: İspanyol

Haber Empty
MesajKonu: Geri: Haber   Haber Icon_minitimePtsi Ekim 11, 2010 3:27 pm

Isabella, kardeşinin iltifatını kabul edişini, gülümseyerek izledi. Ondan başka kimseye karşı bu kadar sevecen değildi. Kardeşi bir şeyler hissediyordu. Evet kraliçe değildi ancak o da sarayda büyümüş, asil bir prensesti. Saray entrikalarından ve gündemden, ablasının düşmanlarından haberdardı. Ve büyük kraliyet mensuplarından her biri gibi, o da olayın kokusunu havadan alabiliyordu. Isabella, kardeşinin gecikme özürüyle dile getirdiği kibar haber alma isteğini, bakışları tabağında dinledi ve sakin sakin oynamakta olduğu yeşil zeytinlerden birini ağzına attı. Bu bir zaman kazanma eylemiydi tabi ki. Hiçbir kraliçe yemek yerken konuşamazdı. Lokmasını tadına varamayarak, ancak ağzındaki dünyanın en lezzetli yiyeceğiymiş gibi uzun uzun çiğneyerek yuttu. Ardından kardeşine döndü.

Karşısındaki genç kadın kendisine neredeyse hiç benzemiyordu. Mavi gözleri ve bembeyaz teni hariç. Isabellanın saçları uzun dalgalı ve gece kadar siyahtı. Maria’nınkiler ise güneşin ışıkları gibi sapsarı, açık ve kıvırcıktı. Bu garip benzetme onları muhteşem tasvir ediyordu aslında. Isabella Gece ise Maria gündü. Isabella ne kadar koyu, karanlık, gizemli ve hayranlık uyandırıcı ise, Maria da o kadar açık, aydınlık, şeffaf ve güzeldi. Kardeşinin bekler bakışlarına sakin sakin karşılık verirken, onun bu haberi duymayı gerçekten istediğinin farkına vardı. Uzatmanın alemi yoktu. Gerçi Maria’yı sıkmak ve çok şey bilmesini sağlamak istemiyordu. Ne de olsa çok şey bilmek çok tehtid yaratmak demekti. Ancak bu sabah öğrendikleri çok da gizli sayılmazdı hatta birkaç gün sonra apaçık ortaya çıkacak da olabilirdi. Hem bilmesi Maria’nın önlem almasını sağlayabilirdi. Sonunda güzel dudakları aralandı ve;

“Kardeşim, hislerini takdir ediyorum. Ancak bu çok önemli bir sorun değil inan bana. Henüz kesinleşmiş olmasa da Frank prensinin bize saldırmak istediğini haber aldık. Dediğim gibi, kesinleşmiş bir saldırı yok fakat önlemleri alıyoruz.”dedi ve ardından komutanlarına dönerek ekledi;

“Değil mi beyler?” Yemeklerini yemekte olan komutanlar hızla;

“Elbette kraliçem.” Diye onayladılar, toparlanmaya çalışarak. Koca adamların yemeklerini boğazlarına tıkmasını izlemek garipti. Isabella memnun kalmış bir eda ile başını zarifçe oynattı ve tekrar kardeşine döndü;

“Ve sevgili kardeşim. Sana birkaç ek koruma daha veriyorum. Raymond ve beş adamı emrinde olacak.” dedi sakin sakin, yeşil gözlü, uzun boylu, kumral ve oldukça yakışıklı komutanına dönerek. Ardından hızla ekledi;

“Raymond’u kabul edersin değil mi?”

Kardeşinin bunu istemeyeceğinden adı gibi emin olmasına rağmen başka çağresinin olmadığının bilincinde olduğundan da adı gibi emindi. Ancak Raymond’un en iyi adamlarından biri olduğunu biliyor olması onu istememesi için önemli bir neden daha oluşturuyordu. Sonuçta Maria onun orduda olmasının büyük bir artı olduğunuda biliyordu. Kardeşine itiraz edemezsin, der gibi bakıyordu ve Kastilya Kraliçesini kimse reddedemezdi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Maria Rhiannon
Kastilya Kraliçesi'nin Kız Kardeşi
Maria Rhiannon


Kadın Mesaj Sayısı : 10
Kayıt tarihi : 08/10/10
Yaş : 33

Karakter Sayfası
Karakterin Adı: Maria Rhiannon
Bağlı Bulunduğu Krallık: Kastilya
Uyruğu: İspanyol

Haber Empty
MesajKonu: Geri: Haber   Haber Icon_minitimeSalı Ekim 19, 2010 6:35 pm

Kastilya'yı karşısına alacak bir düşman! Üstelik Frank gibi güçlü bir monarşi nasıl olur da böyle bir küfeye düşebilirdi? Maria, yüzündeki alaycı gülümsemenin ardından küçük ve mütevazı bir kahkaha attı. Kıpkırmızı ruj u ile süslenmiş dudakları şimdi daha şeytani gülüyordu. Dünyanın en sivri zekalı kraliçesine meydan okumak ha? Çocukken kurduğu hayaller kadar olanaksız ve yeniyetme fasafisolarıydı. Fasa fiso olmasının dışında, temelde zekice gibi görünen fakat amaçlar doğrultusunda tüm Avrupa'yı savaşa sürükleyerek karışıklık yaratma politikasından başka bir şey değildi bu! Köhne inançlar ile, yalancı vaadlere inanıp kendine yazık etmek isteyen yakışıklı bir Frank prensi. Oh ne hoş ama...

Yakışıklı, soylu bir erkek arayışına çoktan başlamış genç bir kadındı artık Maria. Evlenmeyi amaçlıyor ve kocası ile birlikte kraliyetteki yerlerini kesinleştirmeye çabalıyordu. Genel olarak güzel bir vücuda sahipti, altın sarısı saçları bembeyaz teninde dalgalanıyor ve beline dökülüyordu. Uzun boylu ve renkli gözlüydü. Dönemin erkeklerinin ilgisini çektiği aşikârdı. Her ne kadar biraz tembel de olsa. Her gün aynı masada oturduğu adamları bir bir süzüyor, hangisinin kendine iyi bir eş olabileceğini tartıyordu. Yine aynı düşünce ile masada, sağına ve soluna dikkatlice göz gezdirdi. 'Jack, fazla iri.', 'Hım… Manuel fena sayılmaz. Ama yok, fazla sanatsal görünüyor', 'Oh elbette Raymond... Tanrım hangi erkek bu kadar mükemmel yaratılabilir?'. Aklından geçen düşünceler gözlerinde son bularak Raymond'un yüzüne kilitlenmişti. Yakışıklı bir adamdı. Güçlü, zeki ve çevik birine benziyordu. Soylular arasından eş olarak kendine laik bulduğu tek kişi diyebilirdi belkide.

Maria, gözleriyle erkek avına çıktığı sırada ablası, biraz çekingen düzeyde sesini ayarlayarak ona seslendi. Sesinde, kabul etmek zorunda olduğunu bildiği bir ton vardı. Gözleriyse aynı parlaklığı koruyor ve ona gülümsüyordu. Maria, ablasının cümlesini bitirmesi için biraz heyecanlanmıştı.

“Ve sevgili kardeşim. Sana birkaç ek koruma daha veriyorum. Raymond ve beş adamı emrinde olacak.”

'Oh bu bir rüya olmalı!' beyaz atlı prensi emrine amade oluyordu adeta. Maira anın verdiği devinimle gözlerini hızlı hızlı kırpıştırdı. Ardından pek memnun olmamış bir ifadeye bürünerek ablasına gülümsemeye çalıştı. "Madem sen öyle görüyorsun sevgili Isabella, bana bunu kabul etmek düşer. Beni düşündüğün için teşekkürler." dedi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Isabella A. Rhiannon
Game Admin/Kastilya Kraliçesi
Isabella A. Rhiannon


Kadın Mesaj Sayısı : 30
Kayıt tarihi : 27/02/10
Yaş : 31

Karakter Sayfası
Karakterin Adı: Isabella A. Rhiannon
Bağlı Bulunduğu Krallık: Kastilya Krallığı
Uyruğu: İspanyol

Haber Empty
MesajKonu: Geri: Haber   Haber Icon_minitimeSalı Ekim 19, 2010 7:05 pm

Isabella kardeşinin, yüzündeki değişimi hayretle izledi önce gözlerini masanın etrafında ki şövalyelerde gezdrimiş, ardından Raymond da takılı kalmıştı. Raymond'a karşı bir ilgisi olabilir miydi? Ona bakarken yanaklarına hafif bir pembeliğin yayılmasının bundan daha iyi bir açıklaması olamazdı Isabella'ya göre, yine de o bir prensesti ve bir şövalye ile nasıl bir geleceği olabilirdi ki? Tabi ki hiç bir geleceği olmazdı, ancak Isabella Raymond'un rütbesini yükseltirse... Ancak Raymond bir savaşçıydı, başka bir şeyde olmak istemezdi, Isabella'ya göre. Ayrıca Maria çok daha diplomatik bir evlilik yapmak zorundaydı. İttifak kurmak ve barışı sağlamak için tüm dönem prenseslerinin yaptığı gibi. Ancak şu dakikadan sonra Raymond'u, Maria'nın emrinden çekmesinin olanağı yoktu. Daha sonra pekala bu konuyla ilgilenebilirdi. Şimdi ise kardeşine dönüp, kraliçe gülümseyişini takınarak;

“Ah, kabul etmeniz güzel, sevgili kardeşim. Raymond'un size benim kadar sadık kalacağından şüphem yok.” dedi ve Raymond'a dönerek, tek kaşını kadırdı. Raymond anında onaylar bir ifade ile başını eğerek selam verdi.

Peki bu genç adam kardeşine bir ilgi duyuyor muydu? Genç komutanının yüzü ifadesizdi ancak Isabella onlarla uzun süredir birlikte olduğundan, hatta onlarla birlikte savaşta yanyana at sürdüğünden, gayet iyi biliyordu ki. Şövalyesi kardeşini arzuluyordu. Yine de adım atma cesaretini gösteremeyecekti elbette. Maria bir prensesti, kastilya prensesi.

Yemek salonuna giriş yapan elçi dikkatini dağıttı. Masaya yaklaşmak için izin istemek üzere eğildi. Isabella, elinin zarif bir hareketiyle gelmesini emretti.

“Majesteleri, Frank Krallığında toplantı bitti ve kapımızda bir savaş gözükmüyor.”dedi zafer kazanmış bir sesle. Ancak Isabella, elçisi kadar kolay bu işin peşini bırakmayacaktı. Adamı onayladıktan sonra komutanlarıda döndü;

“Beyler, biz planımızı uygulamaya devam edeceğiz. Hazırlıklara başlayın, sınıra daha çok birlik göndereceğiz ve güvenlik arttırılacak. Öğleden sonra toplantı salonunda olmanızı istiyorum. Kahvaltı sona ermiştir.” dedi ve sandalyesinden kalkarken, tüm salonun ona eşlik etmesini izledi.

Maria'nın önünden geçerken, hafifçe selam verdi, vermesine gerek olmadığı halde. Salondan, her zaman ki gibi dimdik çıkarken, kaşları çatıktı. Belki de Maria Fransa'ya gelin gitmeliydi. Ancak o lanet soyun kanına kardeşinin asil kanını karıştırmak istemezdi. Belki de ingiltere ile bir evlilik yapıp, Fransa'ya karşı ittifak oluşturulabilirdi. Herneyse, ne olursa olsun evlenilecek kişi Raymond olmayacaktı!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Maria Rhiannon
Kastilya Kraliçesi'nin Kız Kardeşi
Maria Rhiannon


Kadın Mesaj Sayısı : 10
Kayıt tarihi : 08/10/10
Yaş : 33

Karakter Sayfası
Karakterin Adı: Maria Rhiannon
Bağlı Bulunduğu Krallık: Kastilya
Uyruğu: İspanyol

Haber Empty
MesajKonu: Geri: Haber   Haber Icon_minitimeÇarş. Ekim 20, 2010 5:39 pm

Maria, anı yaşamanın heyecanı ile ablasının gözlerine bakıyordu. Bir donukluk hemen kendini belli etmişti. Ablasının Raymond'a karşı hislerini öğrenmiş olmasından korkarak kendi gözlerini onunkilerden kaçırdı ve, tabağında gittikçe azalan kahvaltılıklara verdi dikkatini. Raymond masanın diğer köşesinde sessizce yemeğini yiyiyor ve emrivakinin tadını çıkarıyordu. Maria'ysa kafasında kurduğu düşünceleri birbir gözden geçiriyordu.

Raymond, yakışıklı ve oldukça güçlü bir adamdı. Ancak soylu olmamasının dışında sarayın ardında kalan basit bir şovalyeydi. Aynı masada yemek yiyior olmalarının nedeni sadece onun dillere destan kahramanlıklarıydı. Onun müthiş erkeksiliğine tüm saray çalışanları hayrandı ve belki de çoktan kendilerine eş olarak atamışlardı bile. Kastilya prensesinin Raymond gibi ploretarya devşirmesi bir şovalye ile birlikteliği tüm avrupada yankı uyandıracaktı.

Tüm bu tezat düşünceleri kafasında dolaştırırken, Isebella'nın masadan kalkmaya hazırlandığını farkedip düzenli bir saygıyla ayağa kalktı ve gülümsedi. Anlaşılan kahvaltı sona ermişti. Isabella müthiş kıyafeti ile yemek odasından süzülürken, Maria'da arkasından gelen Raymond'la birklikte odadan çıktı.


-RP SONU-
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Haber
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Haber!
» Kutsal Şehirden Gelen Haber!

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
OrtaÇağ RPG :: İspanyol Toprakları :: Kastilya Krallığı :: Kastilya Sarayı-
Buraya geçin: