OrtaÇağ RPG
Ortaçağ Monarşisinin Bambaşka Dünyasına Göç Etmeye Ne Dersin? Fatastik dünyanın kapılarını senin için ortaçağ ile birleştirdik! Hemen üye ol ve bu büyülü dünyaya yanaş...
OrtaÇağ RPG
Ortaçağ Monarşisinin Bambaşka Dünyasına Göç Etmeye Ne Dersin? Fatastik dünyanın kapılarını senin için ortaçağ ile birleştirdik! Hemen üye ol ve bu büyülü dünyaya yanaş...
OrtaÇağ RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Ortaçağın bağrından kopmuş, engizisyondan büyücülere kadar herşeyin olduğu hayal gücünün sınır tanımadığı Role Playing portalı!
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Manuel De Louston

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Manuel De Louston
Frank Başrahip
Manuel De Louston


Erkek Mesaj Sayısı : 3
Kayıt tarihi : 10/10/10
Yaş : 35

Karakter Sayfası
Karakterin Adı: Manuel De Louston
Bağlı Bulunduğu Krallık: Frank Krallığı
Uyruğu: İtalyan

Manuel De Louston Empty
MesajKonu: Manuel De Louston   Manuel De Louston Icon_minitimePaz Ekim 10, 2010 5:53 pm

Karanlık çökmüştü omuzlardan dökülen siyah pelerinlerle vücutlara. Bu onları korkunç gibi gösteriyor olsa da tanrının yolundan gittiklerinin temsiliydi. Vatikan'ın ağır tütsü kokusuyla kaplanmış uzun koridorlarında bir ayin sesi çalınıyordu kulaklarda. Koridor boyunca duvarlarda sıralanmış ışık veren alev meşaleleri, tavanlardaki İsa figürleri ile süslenmiş mozaikler ve emsali görülmemiş heykel örnekleri görenleri kendine hayran bırakacak cinstendi. Bir Fransız kontu olduğunu açıkça belli eden bakışları ve bembeyaz yüzünü gizlemek istercesine siyah kapüşonunu kafasına geçirmişti Manuel. Uzun, fakat yavaş adımlar atıyordu. Parmakları avuçlarını sıkıca kavramış, eli yumruk şeklini almıştı. Yanaklarından çenesine, daha sonra çenesinden göğsüne doğru uzanan aklaşmış sakalı, çevresindeki ona benzer insanlardan bile farklı kılıyordu onu sanki. Manuel'in tüm bu ilginç görünüşünden doğan karmaşanın dışında etrafta çok daha kapsamlı bir olay vardı. Monarşinin hüküm sürdüğü bu topluluktaki tek dert göğe yükselecek olan Papa'nın biran önce elindeki asasını kavrayıp kutsal cüppesini giymesinden ibaretti. İsa'nın kutsal kanı ile yüceltilmiş en büyük güçtü Papa'lık makamı Avrupa için!

Manuel, piskoposluk görevini sürdüğü günden itibaren eski papa ile yoğun ilgi içerisinde olmuştu. Kulağına çalınan 'Papa olacaksın Manuel' cümleleri onu onurlandırdıysa da, olumsuzluğunun bedelini ödemişti ne yazık ki. Alexander, İskandinavya'da karşılaştığı ve gördüğü anda, 'güçlü bir ruhani lider' lakabını yakıştıracağı türden biriydi. Tanrının yeni elçisi olma sıfatını ve dünyanın en büyük gücü olan liderliği ele geçirmişti şimdiyse! Kendisinin de bir gün o makamda olabilme ihtimalini hesaplamadan edemiyordu Manuel. Başarısızdı belki, ya da yüce Tanrı onu bir papa olarak görmeye laik bulmuyordu...

Manuel, yoğun kalabalığın arasından Frank Başrahibi olarak önceliğini almış ve elinde tuttuğu frank armalı, Papalık işareti süslemeli asası ile insanları yararak Papa'nın kutsandığı alanın protokol kısmına ilerledi. Görenler önünden sıyrılıyor ve bu güçlü başrahibi selamlıyordu. Alexander'ın heyecanlı bakışları arasında, Başrahip Manuel güçlü duruşu ile onu teselli ediyordu.

Çok geçmeden cübbelerin arasından çıkarılan incil, okunmaya başlanmıştı. Huzur veren kilise ayinlerinden çok daha fazlasıydı bu. Çağa yön verecek güçlü bir Papa'nın tanrının huzurunda kutsandığı ilk gündü. Manuel, elindeki kalın kutsal kitabı araladı ve içinden seçtiği üç ayeti yüksek sesle okuyarak açılışı başlattı.

—Tanrı bu adamı, kutsanması için yarattı! Ruhlarımızın en kutsalı, bedenlerimizin en güçlüsü ve tanrı ile aramızdaki yolun öncüsü! Hepimiz selamlıyoruz seni Yüce Alexander Sextus!


Sözlerinin bitiminde diğer kardinallerin Papa'yı yüceleştiren namelerini dinledi. Manuel'in düşündürücü sözleri belli ki birilerinin kafasını karıştırmıştı. İspanyol Piskoposu sözlerinin ardından sarf ettiği cümle ile Manuel'in tavrını hareketlendirmişti. Manuel piskoposun ukala tavrını kulaklarından giren şu sözlerle yorumlamıştı;

-Makamınızda gözü olanlar tanrının gazabıyla karşılaşsın yüce Piskopos!


Ayin, Manüel’in kulaklarına çalınmış bu iğneleyici sözlerle devam ediyordu. Sorunsuz bitmesi için kendine hâkim olmaya çalışsa da saygısızlığı kaldıracak değildi. Bu kutsal mekânda kötü düşüncenin ve şeytanın akıl çelmesi hayallerinin bahsi bile geçemezdi! Sakin olmalıydı Manuel. Olası diplomatik krizleri düşünüp, mesleğinden olabileceğini ve hatta sonunun engizisyonda olabileceğini düşünüp sessiz kalmaya karar verdi.

Ayin Vatikan piskoposluğunun bahçesine taşınmış ve temsili törenlere başlanmıştı. Dikilitaşın çevresinde üç tane çarmış ve Vatikan'ın en büyük üç cellatı duruyordu. Rahipler, papalığın önünde sıralanmış bir duvarı andırıyorlardı. Napoli halkı ise kapıdan avluya kadar büyük bir kalabalık oluşturmuşlardı. Çok geçmeden asasını eline almış ve resmen Papa ilan edilmiş yüce Alexander Sextus, heykeller ile donatılmış balkona, altın işlemeli cübbesi ile çıkmıştı. Halk müthiş bir koordinasyon ile papanın huzurunda eğilmiş, rahipler ise başını göğe, papanın olduğu büyük balkona çevirmişti. Vatikan o sırada sessizliğe büründü. Çalan gonk sesleri kulakları tırmalıyordu. Üç gonk sesinin ardından Papa kudretli bir şekilde kalabalığa ve çarmıhların bulunduğu alana seslendi.

— Yüce İsa'nın adına bugün, büyük Engizisyonda yargılanan üç büyük kafiri tanrıya kurban edeceğiz! Onlar, Tanrının ve kilisenin buyruklarına itaat etmeyerek şeytanın icadı olan yazarlığa soyundular! İnsanların aklını çelmek için kilisenin yasalarına karşı geldiler! Ve şimdi ölümle yargılanacaklar!


İhtişamlı balkonun altında bulunan kapı aralandı ve askerlerin boyunlarına zincir vurdukları üç kâfir ortadan ikiye yarılan din adamlarının arasından beddualar içinde çarmıhlara doğru ilerledi. Kâfirler işkenceden kan içinde kalmışlardı. Boyunlarındaki metal tasma öylesine sıkıydı ki mosmor olmuş yüzleri bunu açıkça sergiliyordu. Üzerlerinde gri renk tonlarında yırtık paçavralar vardı. Hepsi, tanrının buyruğundan çıkmış olmanın cezasını ölümle ödeyeceklerdi. Cellâtlar, kırbaçlayarak çarmıhlara çiviledikleri üç mahkûmun yanmaları için yere döşedikleri çıralara yağ döküyorlardı. Halk ise kendilerini bilime adamış bu adamların şeytandan başka bir şey olmadığına temelden inanmıştı ve bedduaları ile alanı inletiyordu.

Papa'nın eliyle yaptığı işaretin ardından yağ ile sulanmış çıralar tutuşturuldu. İnsanlar ve din adamları mutluluk içinde tanrıya kurban edilecek bu adamları izliyordu. Manuel ise tüm bu kargaşa içinde sessiz, İspanyol Kardinalinin sözlerini yorumlamaya çalışıyordu. Ne yapmıştı bu sözleri işitecek? Bilmiyordu... Ancak bir şeye çok emindi ki hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alexander Sextus
Game Admin/Papa
Alexander Sextus


Erkek Mesaj Sayısı : 57
Kayıt tarihi : 17/12/09
Yaş : 32
Konum: : Vatikan

Karakter Sayfası
Karakterin Adı: Alexander Sextus
Bağlı Bulunduğu Krallık: Papalık Krallığı
Uyruğu: İtalyan

Manuel De Louston Empty
MesajKonu: Geri: Manuel De Louston   Manuel De Louston Icon_minitimePaz Ekim 10, 2010 6:02 pm

-Yazım ve İmla : 8 Puan (Küçük hatalar vardı)
-Kurgu : 15 Puan (Etkileyici ve güzel bir kurguydu)
-Akıcılık : 15 Puan (Akıcılığı bozan küçük unsurlar vardı)
-Betimleme : 23 Puan (Mekan ve kişi betimlemeleri iyiydi)
-Uzunluk : 15 Puan (Yeterli uzunluktaydı)
-Renklendirme ve Düzen : 9 Puan (Güzel renklerdi, düzende küçük eksikler gördüm)
-Bonus: 5 Puan


Toplam: 90 Puan (Tebrikler^^)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://ortacag.yetkin-forum.com
 
Manuel De Louston
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
OrtaÇağ RPG :: RPG'ye Dair :: Seçmen-
Buraya geçin: