OrtaÇağ RPG
Ortaçağ Monarşisinin Bambaşka Dünyasına Göç Etmeye Ne Dersin? Fatastik dünyanın kapılarını senin için ortaçağ ile birleştirdik! Hemen üye ol ve bu büyülü dünyaya yanaş...
OrtaÇağ RPG
Ortaçağ Monarşisinin Bambaşka Dünyasına Göç Etmeye Ne Dersin? Fatastik dünyanın kapılarını senin için ortaçağ ile birleştirdik! Hemen üye ol ve bu büyülü dünyaya yanaş...
OrtaÇağ RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Ortaçağın bağrından kopmuş, engizisyondan büyücülere kadar herşeyin olduğu hayal gücünün sınır tanımadığı Role Playing portalı!
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Savaş

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Andre Denis Baudouin
Frank Prensi
Andre Denis Baudouin


Erkek Mesaj Sayısı : 23
Kayıt tarihi : 09/10/10
Yaş : 27

Karakter Sayfası
Karakterin Adı: Andre Denis Baudouin
Bağlı Bulunduğu Krallık: Frank
Uyruğu: Frank

Savaş Empty
MesajKonu: Savaş   Savaş Icon_minitimePaz Ekim 10, 2010 1:09 pm

Babası ve devlet ileri gelenleriyle yine monoton bir yemek yiyordu. Pek iştahı olmadığını herkes anlamıştı, gözleri bir noktaya odaklanmış, hep aynı şeyi düşünüyordu.
Savaş...

Herkesin yemeği bitmeye yaklaştığında, babasından izin alarak sandalyesinden kalktı ve başıyla yemek yiyenleri selamladı. Boğazını temizlediğinde, bütün gözler ona bakıyordu. Teker teker herkesi süzdü, sonra konuşmasına başladı.

Önce ilgi çekmemişti, ama söze başlayınca bütün gözler Prens'e odaklandı. Bir süre boyunca üzerindeki yorgunluğu silkmekle uğraştı. Aklına karanlık düşünceler uğramıyordu bile; eğer düşünceleri kabul edilirse, ihtişam ve şöhretten başka bir şey olamazdı önlerinde. Prensin bariton sesiyle fısıldaşmalar kesildi.

''Majesteleri," babasını başıyla selamladı, "ve saygıdeğer asiller... Öncelikle beni dinlediğiniz için teşekkür ediyorum," aralarında konuşanlara ters ters baktı. "Artık fısıldaşmaları kesmeliyiz, lordlarım. Hepimizin, özellikle saygıdeğer kumandanımızın çok iyi bildiği gibi, Kastilya Krallığı ile aramızda, rahatsız edici pürüzlerden çok, önemli sayılabilecek sorunlar var. Yıllar önce güçten düştüğümüz gibi tekrar güçten düşmemek için ve bu sıkıntı verici hadiselerin tekrar vuku bulmaması için bir şeyler yapılmalı. Elbette sizlerin değerli düşünceleri, beni daha da onurlandıracaktır. Özellikle soylu komutanlarımızın tecrübeleri her birimizi fersahlarca aşmakta. Ben genç biriyim ve hata yapabilirim, ancak lütfen düzeltiniz.'' Konuşmanın bu noktasında durarak soluklandı ve devam etti. "Ben, tek çıkış yolu olarak savaşmayı görüyorum. Savaşın getireceklerini de biliyorum, ama kan ve yıkımdan fazla şey getireceği kesin. Papalık ve Katolik dünyası bizim arkamızda, ancak Kastilya'nın böyle büyük bir destekçisi yok," babasının gözlerinin içine bakarak devam etti, "Lordum izin verirse bu orduya ben önderlik etmek isterim."


En son Andre Denis Baudouin tarafından Paz Ekim 10, 2010 5:46 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Manuel De Louston
Frank Başrahip
Manuel De Louston


Erkek Mesaj Sayısı : 3
Kayıt tarihi : 10/10/10
Yaş : 35

Karakter Sayfası
Karakterin Adı: Manuel De Louston
Bağlı Bulunduğu Krallık: Frank Krallığı
Uyruğu: İtalyan

Savaş Empty
MesajKonu: Geri: Savaş   Savaş Icon_minitimePaz Ekim 10, 2010 8:55 pm

Manuel, kralın tahtının hemen yanındaki ihtişamlı altın işlemeli başrahip tahtında oturuyordu. Kraliyet salonu, soylular ve şövalyelerin işlek mekânı haline gelmişti o sıralar. Diplomatik savaş fısıltıları her yerde dilden dile dolanırken, kralın düşünceleri her şeyden önemli gibi görünüyordu. Kontların ve saray soylularının kral ile siyaset konuşma günüydü bugün...
Frank Krallığı'nda bulunmasının ikinci yılı olmasına rağmen otoritesini tam manasında yerleştirmişti Kardinal Louston. Başrahip rütbesini ve siyasi ayrıcalıklarını din düşmanları ile savaşarak kullanmayı tercih ediyordu.

Manuel, Frank Kralı ile konuşan soylu sınıfını can kulağı ile dinliyor gerektiği yerlerde müdahale yetkisini kullanıyordu. Herkesin ağzından çıkan şey savaş politikasıydı. Manuel ise bu duruma sadece dini yönden bakıyordu. Güç gösterilmesi gereken yerin Ortodoks camiası olduğuna inanmıştı her zaman. Katolik mehzepinin tamamen karışmasını istemezdi çünkü. Devasa saray solunun içindeki kargaşa, onun yaşlı bedenini yormuş olacaktı ki, sıkılmıştı. Odasına çekilip istirahat etmek istiyordu biraz.

Kraliyet solunun dev şamdanları dikkat çekiciydi. Salon bu denli büyük olmasına rağmen her yer ışıl ışıldı. İşlemeler ile süslenmiş duvarlar ve paha biçilmez mücevherler... Kraliçe'nin boynunda takılı olan elmas bile bir servet değerindeydi. Yerdeki el işlemesi yün halıdan, tavandaki gümüşi parıldayan avizeye, soyluların kıyafetlerinden, saray hizmetkârlarınınkine kadar her şey büyüleyiciydi. Bunca zenginlik ve bolluk içerisinde, en güzeli merkezi otoritenin sağlamlığıydı. Kral güçlü ve sert bir hükümdardı. Dinine oldukça bağlı ve buyrukları yerine getiren biriydi. Ordusunu papa için feda edebilecek cesarete sahip görünüyordu. Bu, Manuel'in hoşuna gidiyordu.

Etraftaki kargaşa sürerken, dev salon kapısının açılması sessizlik yaratmıştı. İçeri Manuel'in genç fakat gözü pek olarak tanımladığı Prens Andre girdi. İkiye ayrılan kalabalık arasında prens, ortamın kargaşasına aldırmadan babası Frank Kralı'nı saygıyla selamladı. Ardından erken alınmış bir kararı belli eden bir ifade ile konuşmasına başladı. Sözlerinde güç ve irade vardı. Belli ki babası gibi kazanmayı seven bir kral olacaktı o da. Toprak düşkünlüğünü her kelimesinde belli ediyordu cümlelerinin. Manuel, dalmış zihnini bu genç prensin sözleri ile yeniden toparladı ve görüşünü bildirmek üzere kendini hazırladı. Prens Andre'nin sözlerinin bitiminin ardından asil bir şekilde gülümsedi.

-Kastilya, Katolikliğin önemli krallıklarından biridir. Aynı dine mensup olduğumuz bir coğrafyaya asker çıkarmamız, Tanrı'nın bize sadakatini düşürecektir! Yüce Papa'nın Tanrı'dan aldığı buyruklara göre öncelikli hedef dinsiz kâfirlerdir! Tanrı, Frank ordusunun doğru yerine batıya açılmasını uygun görüyor!


Sözlerindeki kesinlik, üstüne çıkılamayacak bir ihtişam katmıştı sesine. Son cümlesinde gözlerini prensten alıp krala çevirmişti Manuel. Papa ile görüşülmeden söz konusu savaşı asla doğru bulmuyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Andre Denis Baudouin
Frank Prensi
Andre Denis Baudouin


Erkek Mesaj Sayısı : 23
Kayıt tarihi : 09/10/10
Yaş : 27

Karakter Sayfası
Karakterin Adı: Andre Denis Baudouin
Bağlı Bulunduğu Krallık: Frank
Uyruğu: Frank

Savaş Empty
MesajKonu: Geri: Savaş   Savaş Icon_minitimeSalı Ekim 19, 2010 6:29 pm

Andre kaşlarını çatarak sertçe Başrahip'e baktı. Sonra dudaklarına zoraki bir tebessüm yerleştirerek boğazını temizledi ve gür sesi yükseldiğinde salondaki fısıltılar kesildi.

''Saygıdeğer Monsenyör'e değerli fikirlerini paylaştığından dolayı teşekkür ediyorum," Manuel De Louston'a doğru hafifçe eğildi. "Kastilya ile diplomatik ilişkilerimizi geliştirmeye çalışıyorum. Lakin ordunun sınırlarda tetikte durması şart..." Manuel'e sert bir bakış fırlattı. "Herkes kendi işini, ordu da görevini yapacak. Güney yörelerde bir garnizon kurmalı ve bu birliklerin başına yetenekli bir komutan getirmeliyiz. Ayrıca bu başkomutanın, burada bulunan cesur komutanlara da ihtiyacı olacaktır. Sizleri göreve çağırıyorum baylar." Babasına uzun uzun baktı. "Majesteleri izin verirlerse, Kastilya Kraliçesi'ne dostluk antlaşması imzalatacak bir grup kurulmasını talep ediyorum." Andre savaştan yanaydı, ama Başrahip onun aleyhine konuşmuştu. Henüz onun kadar güçlü değildi. "Arkamda kuvvetli bir ordunun olduğu bilinciyle Kastilya topraklarına girersem, bana da, devletimize de hiçbir zarar gelebileceğini sanmıyorum." Zoraki gülümsemesi bir anda kayboldu ve gözlerinde öfkenin parıltıları titreşmeye başladı. İçindeki öfkenin yeniden kabardığını hissedince tırnaklarını etine geçirdi ve dişlerini sıktı. Genç prens, bakışlarını diktiği Başrahip'e alenen meydan okuyordu.

Bardağını aldı ve dibinde kalan şarabı da bitirdi. "Zamanınızı aldığım için üzgünüm, Majesteleri ve saygıdeğer lordlarım. Yarın görüşmek üzere," babasının önünde saygıyla reverans yaparak odasına çekilmek için izin istedi ve babasına düşünmesi için zaman tanımaya karar verdi. Boş koridorlarda yürürken ellerini cebine soktu ve tam odasına giden dönemece girdiğinde, tepeden tırnağa silahlanmış ve nefrete bürünmüş Aldric'le karşılaştı. "Nereye?" Aldric onu dinlemeden yanından geçmeye çalıştı, ama Andre eliyle onun yolunu kesti ve otoriter bir tonda konuşmaya başladı. "Sana nereye dedim!" Aldric kızararak kekeledi. "Şe-şey, ben salona gidiyordum, sana bakmaya." Andre kaşlarını çattı. "Bu kılıkla mı?" Aldric fısıltıya benzer bir sesle konuştu. "O Başrahip'e haddini bildirecektim..." Andre sonunda patladı. "Anlamıyor musun Aldric, kaybediyoruz! Her şey aleyhimize giderken, bu husumeti bir süre sakla! Şimdi mezhep ayrılığı yüzünden kan dökme zamanı değil..." Sözlerini içinden tamamladı. "Şimdi değil..." Ama Aldric onun gözlerinde harlanan alevleri fark etmişti, gülümseyerek dostunun koluna girdi ve bir şeyler içmek için yola koyuldular.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Savaş
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Otaçağ Rpg Düello/Savaş Sistemi

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
OrtaÇağ RPG :: Fransız Toprakları :: Frank Krallığı :: Cheval Sarayı-
Buraya geçin: