OrtaÇağ RPG
Ortaçağ Monarşisinin Bambaşka Dünyasına Göç Etmeye Ne Dersin? Fatastik dünyanın kapılarını senin için ortaçağ ile birleştirdik! Hemen üye ol ve bu büyülü dünyaya yanaş...
OrtaÇağ RPG
Ortaçağ Monarşisinin Bambaşka Dünyasına Göç Etmeye Ne Dersin? Fatastik dünyanın kapılarını senin için ortaçağ ile birleştirdik! Hemen üye ol ve bu büyülü dünyaya yanaş...
OrtaÇağ RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Ortaçağın bağrından kopmuş, engizisyondan büyücülere kadar herşeyin olduğu hayal gücünün sınır tanımadığı Role Playing portalı!
 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Andre Denis Baudouin

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Andre Denis Baudouin
Frank Prensi
Andre Denis Baudouin


Erkek Mesaj Sayısı : 23
Kayıt tarihi : 09/10/10
Yaş : 27

Karakter Sayfası
Karakterin Adı: Andre Denis Baudouin
Bağlı Bulunduğu Krallık: Frank
Uyruğu: Frank

Andre Denis Baudouin Empty
MesajKonu: Andre Denis Baudouin   Andre Denis Baudouin Icon_minitimeC.tesi Ekim 09, 2010 8:53 pm

Gün bu gündü...
Saat bu saat...
Andre, karşısındaki barbarlara hadlerini bildirecekti.
Bu barbarlar, kuzeyin soğuk ve kasvetli diyarlarından, Frank diyarının zengin kıyılarına çıkmışlardı. Bu ova, tarihin en vahşi savaşlarından birine tanıklık yapacaktı.

Kan çanağına dönmüş gözlerini yanındaki subayına çevirdi. "Hazır olun." Kesin emri duyan komutan, disiplinli bir tavırla başını salladı. Komutan, orduyu hazırlamak için ayrıldığında başını atının boynuna yasladı. "Ya yenilirsek..." Aklını kemiren bu düşünceden kurtulmak için çabaladı. Eli kılıcının kabzasını sıkıca kavradı ve kafası gökyüzüne yöneldi. "Yemin ediyorum ki, bu savaşta sizden eser kalmayacak." Askerlerinin hayatları umurunda değildi, sadece kan ve vahşeti, o hayvanların kelleleri koparken çıkaracakları böğürtüleri düşlüyordu.

Şimdi, barbarların naralarını duyabiliyordu. Çok yaklaşmışlardı, ama Frank ordusu da hazırdı. Andre savaşına bakacaktı, elinden geldiğince o iğrenç barbarların ruhlarını cehenneme yollayacaktı. Ne kadar gönderirse o kadar iyiydi. "Bir barbar, bir barbardır." Bu gecenin ayrı bir havası vardı sanki. Tarih yazıcıları, Andre Denis'ten övgüyle bahsedeceklerdi. Bu pembe rüyalarından barbarların kulakları sağır eden haykırışlarıyla uyandı ve gittikçe alevlenen bir hiddetin esiri oldu.

Gözleri parlak bir alevle yanıyordu, öfkesi ona yine hakim olmuştu ve kalbi yoğun nefretinden kararmaya başlamıştı. Halkından katledilenleri ve bu barbarların kesilen kafalardan oluşturdukları tepecikleri hayal etti. Kılıcını öfkeyle çekti ve bir savaş çığlığı kopardı. Askerler hep aynı giyinmişlerdi ve hepsi birbirine benziyordu. Fakat Andre farklıydı, saçları omuzlarından dökülüyordu, diğer askerlerin aksine ihtişamlı gümüş zırhlara bürünmüştü. Düzgün yüz hatları, haşin yüzlü askerlerden onu ayıran bir diğer farktı. Kılıcını gökyüzüne kaldırdı. Şimdi on bin asker, her şeyi bırakmış, Andre'yi pürdikkat dinliyorlardı. Askerlerine bakarken savaşın heyecanına kapıldı ve barbarların patırtılarını işitemedi. "Kazanmak için buradayız," dedi titreyen bir sesle. Boğazını temizledi ve gürledi. "Zafere!"

Atını nazikçe tokatladı ve at ok gibi ileri fırladı. Andre'nin peşinden, üç bin kişilik süvari birliği savaş meydanına doğru hareket etti. Barbarlar, ovaya giren geçidin ağzında hazırlıksız yakalanmışlardı. Süvariler barbarların arasına daldılar ve onlar ne olduğunu anlayamadan hızla kılıçtan geçirdiler. Fakat barbarlar yetenekli savaşçılardı ve komutanları bir komut verince hemen toparlanarak savaşa ortak oldular. Frank saflarından da bir boru sesi yükseldi ve piyade taburları geçidin ağzına doğru aktılar.

Fırtına bulutları savaş alanını sararken, Andre'nin kılıcından yeni öldürdüğü barbarın kanları dökülüyordu. Birden sol koluna dayanılmaz bir acı saplandı ve dişlerini sıkarak inledi. Elini koluna götürdüğünde, bunun bir sıyrıktan fazlası olduğunu fark etti. Ama geri çekilmeyecekti, zaten sağ eliyle kullandığı kılıç, sol eliyle kullandığı zamanlardan daha ölümcüldü.

Şimdi, yarasının verdiği acıyla hiddeti daha da harlandı ve kanı beynine sıçradı. İntikam adına haykırışlarla ve şirret bir köylünün bile yüzünü kızartacak küfürlerle atını barbar ordusunun merkezine doğru sürdü. Onun cesaretine hayran kalan süvari birliği de harekete geçti ve barbarların ön safları tamamen yok oldu.
Süvariler her bir hamlelerinde, arkalarında çığlıklar atarak ölen barbarlar bırakarak korkusuzca ilerliyorlardı. Andre ise, cehennemde ebediyen lanetlenmiş biri gibi çığlıklar atarak birer birer barbarların kafalarını uçurmaya başladı...

Andre'nin bir haykırışıyla oklar havada uçuştu ve Frank askerleri seri bir manevrayla barbarlardan uzaklaştılar. Pusuya düşürüldüklerini yeni fark eden barbar lideri hiddetlendi ve kaçan Frank ordusunu takip etmeye başladı. Andre, planının işlediğini gördüğünde gürültülü kahkahalar atmaya ve barbarların aklına küfretmeye başladı. Barbarlar geçidin ağzını aşarak ovanın ortasına indiklerinde, Frank ordusunun geri kalan yedi binlik kuvveti onları arkalarından sardı ve Andre'nin bir işaretiyle ezici bir yumruk gibi çember daraldı.

Her yeri, esrarengiz bir kasvet dalgası esir almıştı. Frank birliklerinin okları, puslu bir esintiden daha sessiz hareket ediyordu ve barbarlar, saniyeler geçtikçe daha çok zayiat veriyorlardı. Yukarı Normandiya'nın ürpertici derecede soğuk gökyüzüne yükselen çığlıklar ile, her bir askerin metaneti ve savaşa bağlılığı daha da arttı.

Savaş, artık Andre'nin beyninin içerisinde oluyordu ve son hamlesini yapmak için yanındaki muhafıza emir verdi. Muhafızın borusu gök kubbeye yükseldiğinde, Frankların hepsi birden korkunç savaş çığlıkları attılar ve ardından gizlenmiş Frank süvarileri, savaşa katılmak için tepelerden aşağı akmaya başladı. Barbar reisi olanları görünce talihine küfretti ve oğlunu da alarak çekildi.

Günbatımında, Andre'den daha mutlusu yoktu. Kanla sulanmış toprakların üzerinde geziniyor ve kolunun acısını hissetmiyordu. Savaş ganimetlerinden en büyük payı alacaktı ve Andre'nin keyfine diyecek yoktu. Bir hekim gelerek, kolundaki yarayı sardı ve bir subay da, barbarların temizlendiğini söyledi. Andre gülümsedi ve ayağa kalkarak onlara sırtını döndü ve birkaç adım yürüyerek uzaklaşırken bağırdı. "Bana hemen bir şişe tatlı şarap bulun!"
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alexander Sextus
Game Admin/Papa
Alexander Sextus


Erkek Mesaj Sayısı : 57
Kayıt tarihi : 17/12/09
Yaş : 32
Konum: : Vatikan

Karakter Sayfası
Karakterin Adı: Alexander Sextus
Bağlı Bulunduğu Krallık: Papalık Krallığı
Uyruğu: İtalyan

Andre Denis Baudouin Empty
MesajKonu: Geri: Andre Denis Baudouin   Andre Denis Baudouin Icon_minitimeC.tesi Ekim 09, 2010 9:11 pm

-Yazım ve İmla : 8 Puan (Küçük hatalar gördüm)
-Kurgu : 14 Puan (Heyecanlı ve güzel bir kurguydu)
-Akıcılık : 13 Puan (Akıcılık iyi değildi, aynı kelime defalarca kullanılmıştı 'Barbar')
-Betimleme : 13 Puan (Betimleme zayıftı)
-Uzunluk : 15 Puan (Yeterliydi)
-Renklendirme ve Düzen : 7 Puan (Daha uygun bir renklendirme ve font olabilridi)
-Bonus : 5 Puan


Toplam: 75 Puan
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://ortacag.yetkin-forum.com
 
Andre Denis Baudouin
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Prince de la Francs Andre Denis Baudouin

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
OrtaÇağ RPG :: RPG'ye Dair :: Seçmen-
Buraya geçin: